Elif Öztürk

1982 yılında, bir yaz öğlesinde dünyaya “Merhaba” dedim. Bu yaşantımda, Ankaraʼda doğdum, büyüdüm, yetiştim. Dört çocuklu anne ve babama ilk katılan ben oldum ve aile olma duygusunu ilk ben çağırdım. Ailem genişleyip ben büyürken hayatım hızla değişmekte idi. 1997 yılının mart ayında, böbrek yetmezliği sokağında yola çıktığım ilk günler başlamakta idi. İlköğretim sekizinci sınıftayken rahatsızlanmış, Kronik Böbrek Yetmezliği tanısı konulmuştu. Ardından ise Retinaus Pikmentosa hastalığı ortaya çıkmıştı. Apar topar koluma bir ameliyat yapılmış, diyaliz ailesine dahil olmuştum. Yıllarca diyaliz adı ile başlayan tedaviler sürmüştü.

Yaşanılan hastalığın, yapılan tedavilerin getirdiklerinden en güzel olanı armağan edilen yazı yazabilme becerisi olmuştu. Satırlara önce şiirler, ardından ise kısa deneme yazıları ve hikayeler kalemin dilinden dökülmüştü. Heves, arzu ve sabrın eşliğinde zaman içerisinde yazılar dergilerde yerini almış, okuyucuyla buluşmuştu. Kaleme olan tutkum arttıkça, yüreğimde gezinenleri anlatma isteği çoğalmaya devam ediyordu. 2012 yılının Temmuz ayında hayalim gerçek olmuştu. Duman Altı Hayatlar adında ilk roman eserim yayın evinde baskılanmış, kitap raflarında yerini almıştı. Kitabın ilk baskısından yaklaşık dört ay sonra rahatsızlandım. Beyin basıncının yükselmesi nedeniyle beyne 2002 yılında takılmış olan katater hasar görmüştü. 2012 yılının Kasım ayında katater yenilenmiş olsa da, gözlerim görme yetisini kaybetmişti.

Hayatıma getirdikleriyle önüne katıp tanıştırdıklarıyla, yenileri öğretip alıştırdıklarıyla görme engelim devam ediyor. Engelli olma yetisine inat eski bildiğimi okuyorum. Rağmenʼleri biriktirdiğim ömrümde, umuda sırtımı yaslayıp diyaliz tedavisi eşliğinde sokağımda yol alıyorum. Bu yaşantımda bugüne kadar öğrendiklerimin ışığında, kapımı çalan tüm hastalıkları, sorun ve sıkıntıları bir deneyim olarak kabul ettim. Çünkü, ruh bedenlenmeden önce tüm yaşayacaklarını kabul eder ve dünyaya geldiğinde ise beden unutur, hafızasından silinir. Yaradan ile yaptığımız anlaşma sonucunda bu dünyada, verdiğimiz sözü tutmamız beklenir. Ne geldiyse Allahʼtan geldiği bilincine ulaşmamız gereklidir. bu anlayış ve algının rehberliğinde kendimi dönüştürme ve iyileştirme yolculuğum devam etmekteydi. Tasavvuf, ruh ve beden, bilinçaltı, ve pozitif düşünce konularında araştırmalar yapıyordum. okuyor, öğreniyor, deneyimliyor, hayatıma uygulamaya çalışıyordum.

Yaşadıklarımı, neden sonuç ilişkisi içinde çözümlemeye çalışırken, enerji dengeleme teknikleri ile tanıştım. 2011 yılında Usui reiki enerji sistemi için ilk eğitimimi aldım ve 2016 yılında Usui Reiki Master Teacher seviyesine yükseldim. Aynı yılın devamında ise, Alfa Omega Şifa Enerjisi, Altın Üçgen Şifa Enerjisi, Gümüş Mor Alev Şifa Enerjisi ve Kundalini Reiki olmak üzere uygulamak ve öğretmek için eğitimler aldım. Yaradana ulaşma, verdiğimiz sözleri tutma, sınavlarımızı verme, sonuçlara şifalanarak gitme yolunda her bireyin kendine özgü tercihleri ve seçimleri vardır. Fizik, duygu, düşünce ve ruh bedenlerimizin tanık olduğu her durumdan sorumlu olduğumuz yadsınamaz bir gerçektir. Hiçbiri tesadüf değildir ve hiçbir şeyi boşuna yaşamayız. Bu yüzden her bireyin tekamül yolculuğu kendine aittir. Yola çıktığınızda yanınıza hangi argümanı alacağınız da hiç önemli değildir. Bu yaşantımda, tekamül yolumda öğrendiklerim ve öğrettiklerim sevgiyle devam etmekte.

                                                                                     ELİF ÖZTÜRK

Twitter Adresi:

https://mobile.twitter.com/elifinsokagi

Facebook Adresi:

https://tr-tr.facebook.com/elifinsokagi

Instagram Adresi:

https://www.instagram.com/yazarenerjistyasamkocu